top of page

Akne

Akne Nedir?

Akne, ciltte bulunan yağ bezlerinin fazla sebum (yağ) üretmesi ve gözeneklerin tıkanması sonucu oluşan, sivilceler ve siyah noktalarla kendini gösteren bir cilt hastalığıdır. Genellikle yüz, sırt, göğüs ve omuz bölgelerinde görülür.
 

Neden Oluşur?

Akne oluşumunda şu faktörler rol oynar:

  • Hormonal değişiklikler (ergenlik, adet dönemi, gebelik)

  • Genetik yatkınlık

  • Stres

  • Yanlış cilt bakım ürünlerinin kullanımı

  • Yağlı veya tıkanmaya neden olan makyaj malzemeleri
     

Tedavi Yöntemleri

Akne tedavisi, cilt tipine ve aknenin şiddetine göre kişiye özel olarak planlanır.
Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Topikal Tedaviler: Akne kremleri ve jelleri

  • Ağızdan Alınan İlaçlar: Antibiyotikler, hormonal tedaviler veya izotretinoin

  • Dermatolojik Uygulamalar: Kimyasal peeling, lazer tedavileri, BBl tedavisi

  • Cilt Bakımı: Düzenli ve doğru ürünlerle cilt temizliği
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Akne oluşan bölgelere dokunmaktan ve sivilceleri sıkmaktan kaçının.

  • Dermatoloğunuzun önerdiği ürünleri düzenli olarak kullanın.

  • Makyaj yapıyorsanız, gözenekleri tıkamayan ürünler tercih edin.

  • Cildinizi günde 1-2 kez nazikçe temizleyin.
     

Unutmayın, akne tedavi edilebilir bir cilt hastalığıdır. Dermatoloğunuzun rehberliğiyle cildinizin sağlıklı ve temiz bir görünüme kavuşması mümkündür. Detaylı bilgi ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 03_57_14 PM.png

Akne Skarları

Akne Skarları Nedir?

Akne skarları, geçmişte yaşanan şiddetli akne problemleri sonrasında ciltte oluşan çukur, leke veya doku bozukluklarıdır. Skarlar, cildin iyileşme sürecinde fazla ya da yetersiz kollajen üretimi nedeniyle meydana gelir ve cildin pürüzsüz görünümünü etkileyebilir.

Akne Skarları Türleri

  • Atrofik Skarlar: Ciltte çukur şeklinde izler (örneğin buz kazması (ice pick), yuvarlak (rolling type) veya kutu (box type) şeklindeki izler).

  • Hipertrofik Skarlar: Cilt yüzeyinde kabarık izler.

  • Pigmentasyon Lekeleri: Akne sonrası oluşan koyu ya da kırmızı renk değişiklikleri (genellikle skar değildir ama ciltte iz gibi görünebilir).
     

Tedavi Yöntemleri

Akne skarlarının tedavisi, skarların türüne, ciddiyetine ve cilt tipine göre belirlenir. Uygulanabilecek tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Lazer Tedavileri:
    Fraksiyonel lazerler ve Erbium YAG lazer gibi yöntemlerle skarların görünümünü
    azaltır.

  • Kimyasal Peeling:
    Cilt yüzeyini yenileyerek izlerin görünümünü hafifletir.

  • Mikroiğneleme (Dermaroller/Dermapen):
    Ciltteki kollajen üretimini artırarak cildi yeniler.

  • Altın İğne (Fraksiyonel Mikroiğneleme):
    Mikroiğneler aracılığıyla cilde radyofrekansı enerjisi verilerek kollajen üretimi
    desteklenir ve cilt yenilenir. Özellikle akne skarları üzerinde etkili bir yöntemdir.

  • Dolgu Uygulamaları:
    Çukur şeklindeki izlerin doldurulması için kullanılır.

  • Kalsiyum Hidroksiapatit Uygulamaları:
    Kollajen üretimini destekleyen dolgu maddesiyle derin çukur izlerin görünümünü
    hafifletir.

  • PRP ve Eksozom Tedavileri:
    Cilt yenilenmesini destekler ve izlerin hafiflemesine yardımcı olur.

  • Subsizyon (Subcision):
    Çukur skarların altındaki fibröz bantların serbestleştirilmesiyle cilt yüzeyinin daha
    düz hale gelmesini sağlar.
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Tedavi sürecinde güneşten korunma önemlidir. Güneş ışığı, izlerin daha belirgin hale gelmesine yol açabilir.

  • Tedaviler düzenli yapılmalı ve uzman önerilerine uyulmalıdır.

  • Cilt bakımı rutini, tedavi sürecini destekleyecek şekilde düzenlenmelidir.

Akne skarlarının tedavisi sabır ve düzenli bakım gerektirir. Cildinizin sağlıklı ve pürüzsüz görünümüne kavuşması için kişiselleştirilmiş tedavi planı oluşturmak üzere dermatoloğunuza başvurabilirsiniz. Detaylı bilgi ve randevu için bize ulaşabilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 03_59_44 PM.png

Rosacea (Gül Hastalığı)

Rosacea (Gül Hastaligi) Nedir?
Rosacea, ciltte kızarıklık, şişlik, iltihaplanma ve bazen sivilce benzeri lezyonlar ile kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Genellikle yüzün orta kısmında, özellikle burun, yanaklar, çene ve alın bölgelerinde görülür. Erken dönemde kızarıklık ve damar genişlemeleriyle başlayan hastalık, tedavi edilmezse daha ciddi belirtilere yol açabilir.
 

Neden Oluşur?
Rosacea'nın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörler hastalığın
gelişmesinde rol oynayabilir:

  • Genetik yatkınlık

  • Bağışıklık sistemi yanıtı (Demodex)

  • Ciltteki damar genişlemeleri

  • Çevresel ve fiziksel faktörler (güneş ışığı, sıcaklık değişimleri, stres, alkol tüketimi)
     

Tedavi Yöntemleri
Rosacea tedavisi, hastalığın şiddetine ve belirtilerine göre kişiye özel olarak belirlenir.
Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Topikal Tedaviler:
    Kızarıklık ve sivilce benzeri lezyonları azaltmak için kremler ve jeller

  • Ağızdan Alınan İlaçlar:
    Antibiyotikler veya diğer tedavi edici ilaçlar

  • BBL (BroadBand Light):
    Etkili ve modern bir seçenek olarak öne çıkmaktadır. BBL, yoğun ışık ışınları
    kullanarak ciltteki genişlemiş damarları hedef alır, kızarıklık ve iltihaplanmayı
    azaltır. Bu tedavi, rosacea'nın görünümünü iyileştirmeye yardımcı olur ve cildin
    genel ağlığını destekler.

  • Cilt Bakımı:
    Hassas ciltler için uygun, yatıştırıcı ve nemlendirici ürünlerin kullanımı
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Güneşe çıkarken mutlaka güneş koruyucu kullanın.

  • Sıcak suyla yıkanmaktan kaçının, cildinizi nazikçe temizleyin.

  • Stres yönetimi ve alkol tüketimini sınırlamak faydalı olabilir.

  • Dermatoloğunuzun önerdiği tedavi planına sadık kalın.
     

Rosacea tedavi edilebilir bir durumdur ve uygun tedavi ile belirtiler kontrol altına alınabilir. Daha fazla bilgi ve tedavi seçenekleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_01_30 PM.png

Egzema ve Atopik Dermatit

Egzema ve Atopik Dermatit Nedir?

Egzema, cildin iltihaplanması, kaşınması, kuruması ve kızarmasıyla karakterize edilen bir cilt hastalığıdır. Egzema, farklı türleri olan bir durumdur ve her türü farklı nedenlere dayanabilir. Atopik dermatit, egzemanın en yaygın ve bilinen türlerinden biridir. Ancak, tüm egzema hastalıkları atopik dermatit değildir; egzema, daha geniş bir hastalık grubunu kapsar.

Atopik dermatit, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemiyle ilişkili bir hastalıktır. En sık görülen cilt hastalıklarından biri olup, genellikle çocukluk çağında başlar, ancak her yaşta görülebilir. Ciltte iltihap, kuruluk, kaşıntı, kızarıklık ve bazen kabarcıkların oluşmasına yol açabilir. Atopik dermatite sahip kişilerin, astım, alerjik rinit veya alerjik diğer rahatsızlıklara yatkınlıkları olabilir.
 

Egzema Türleri ve Atopik Dermatit Arasındaki Farklar

Egzema genel bir terim olup, bir grup cilt hastalığını tanımlar.
Atopik Dermatit, egzemanın bir alt türüdür, ancak egzema yalnızca atopik dermatiti kapsamaz.
 

Bazı egzema türleri ve onların özellikleri:

  • Atopik Dermatit (Atopik Egzema):
    Genetik faktörler ve bağışıklık sistemi ile bağlantılıdır.
    En yaygın türdür ve genellikle çocuklukta başlar.

  • Kontakt Dermatit:
    Tahriş edici bir madde veya alerjenle cildin teması sonucu gelişir.
    Egzama belirtileri verir, ancak genetik bir bileşeni yoktur.

  • Seboreik Dermatit:
    Yağlı bölgelerde, özellikle kafa derisinde, burun kenarlarında ve kaşlarda görülür.

  • Nummuler Dermatit:
    Yuvarlak, kaşıntılı lekeler şeklinde ortaya çıkar.
     

Egzema ve Atopik Dermatit Tedavi Yöntemleri

Egzama ve atopik dermatit tedavisinde amaç, ciltteki iltihabı, kaşıntıyı ve kızarıklığı hafifletmek, cilt bariyerini güçlendirmek ve hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Tedavi, hastanın cilt tipine ve semptomların şiddetine göre özelleştirilir.
 

Yaygın kullanılan tedavi yöntemleri:
 

  • Topikal Kortikosteroidler

Steroid kremler veya merhemler, ciltteki iltihaplanmayı ve kaşıntıyı azaltır. Bu tedavi genellikle kısa süreli kullanılır, çünkü uzun süreli kullanımı cilt incelmesine neden olabilir.
 

  • Nemlendiriciler ve Emoliyanlar

Cildin kurumasını engelleyen nemlendiriciler, özellikle egzama tedavisinde çok önemlidir. Düzenli olarak nemlendirici kullanmak, cilt bariyerini güçlendirir ve egzamanın alevlenmesini engeller. Emoliyanlar, ciltteki su kaybını engeller ve rahatlama sağlar.
 

  • Topikal Kalsinorin İnhibitörleri

Bu tedavi seçenekleri, kortikosteroidlere alternatif olarak kullanılabilir. Tacrolimus ve Pimecrolimus, ciltteki iltihabı ve kaşıntıyı hafifletirken, cilt incelmesine neden olmaz.
 

  • Fototerapi (Işık Tedavisi)

UV ışığı tedavisi, egzama belirtilerini hafifletebilir. Geniş alanlara yayılmış vakalarda oldukça etkili olabilir. Fototerapi, ciltteki iltihaplanmayı azaltarak iyileşme sürecini hızlandırabilir.
 

  • Sistemik İlaçlar ve Bağışıklık Sistemi Düzenleyici Tedaviler

Ağır egzama vakalarında sistemik kortikosteroidler kullanılabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemini düzenleyen biyolojik tedaviler, Dupilumab (Dupixent) gibi ilaçlar, egzama semptomlarını kontrol altına almakta etkilidir. Bu tedavi, uzun vadeli iyileşme sağlayabilir.
 

  • Antihistaminikler

Kaşıntıyı hafifletmek için antihistaminikler kullanılabilir. Bu ilaçlar, kaşıntıyı kontrol eder ve hastaların rahatlamasını sağlar.
 

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Egzama tedavisinde, yalnızca ilaç tedavisi değil, yaşam tarzı değişiklikleri de büyük önem taşır. İşte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:

  • Kaşıma ve sürtünmeden kaçının: Cildi daha fazla tahriş etmemek için kaşımaktan kaçınılmalıdır.

  • Cildinizi nemlendirin: Düzenli olarak nemlendirici kullanmak, cildin kurumasını engeller ve tedavi sürecini hızlandırır.

  • Alerjenlerden kaçının: Egzama belirtilerini tetikleyen maddelerden (örneğin, bazı kumaşlar, temizlik ürünleri) kaçınılmalıdır.

  • Stresi yönetin: Stres, egzamanın şiddetini artırabilir. Rahatlama teknikleri ve stres yönetimi yöntemleri kullanılabilir.
     

Egzama ve atopik dermatit tedavisi kişiye özel olarak planlanmalıdır. Uzman bir dermatolog, doğru teşhis ve tedavi seçenekleri ile hastanın yaşam kalitesini artırabilir. Egzama hakkında daha fazla bilgi edinmek veya tedavi seçenekleri hakkında danışmak için dermatoloğunuza başvurabilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_05_16 PM.png

Mantar Enfeksiyonları

Cilt, Saç ve Tırnak Mantar Hastalıkları

Mantar enfeksiyonları, cilt, saç ve tırnaklarda yaygın olarak görülen, genellikle bulaşıcı olan enfeksiyonlardır. Mantarlar, mikroorganizmalar olup, cilt yüzeyinde veya vücutta gelişebilirler. Bu hastalıklar genellikle sıcak, nemli ve kapalı alanlarda daha fazla yayılma eğilimindedir. Mantar enfeksiyonları tedavi edilmezse, yayılabilir ve daha ciddi sorunlara yol açabilir.
 

Cilt Mantar Enfeksiyonları

Cilt mantarı genellikle dermatofitler adı verilen mantar türlerinden kaynaklanır. Bu enfeksiyonlar, cilt yüzeyine yerleşerek kaşıntı, kızarıklık, döküntü ve pullanma gibi belirtiler gösterir. Ciltteki mantar enfeksiyonları en sık bacaklar, kasıklar, vücut kıvrımları ve ayaklar gibi bölgelerde görülür.
 

Cilt mantarlarının yaygın türleri şunlardır:

  • Tinea corporis (Vücut mantarı): Cildin herhangi bir bölgesinde yuvarlak, kırmızı, pullu döküntülerle kendini gösterir.

  • Tinea pedis (Ayak mantarı): En yaygın mantar enfeksiyonlarından biri olup, özellikle ayak parmakları arasında kaşıntı, kızarıklık ve çatlaklar oluşturur (sporcuların ayağı).

  • Tinea cruris (Kasık mantarı): Kasık bölgesinde kaşıntı ve kızarıklık yapar.
     

Saç Mantar Enfeksiyonları

Saç mantarı (Tinea capitis), özellikle çocuklarda yaygın olan bir enfeksiyondur. Mantar, saç köklerine yerleşerek kafa derisinde dökülmelere, kaşıntıya ve kızarıklığa neden olabilir. Saç mantarı, genellikle doğrudan enfekte kişilerin saçlarıyla ya da enfekte objelerle temastan bulaşır.

Saç mantarının belirtileri şunlar olabilir:

  • Saç dökülmesi ve zayıf saç kökleri

  • Kafa derisinde kırmızı, şiş bir alan

  • Kaşıntı ve pullanma

  • Saçın kırılması
     

Tırnak Mantar Enfeksiyonları

Tırnak mantarı (Onikomikoz), hem ellerde hem de ayaklarda tırnakları etkileyebilir. Bu enfeksiyonlar genellikle yavaş ilerler ve tırnağın şeklinin bozulmasına, kalınlaşmasına, renk değişikliğine ve kırılmasına yol açar. Tırnak mantarı, enfekte tırnaklarla doğrudan temastan ya da kirli yüzeylere dokunarak bulaşabilir.

Tırnak mantarının belirtileri şunlardır:

  • Tırnak renginde sararma veya beyazlama

  • Tırnağın kalınlaşması ve kırılgan hale gelmesi

  • Tırnakta çatlamalar veya soyulmalar

  • Tırnak çevresinde şişlik ve kızarıklık
     

Mantar Enfeksiyonlarının Tedavi Yöntemleri

Mantar enfeksiyonları genellikle ilaç tedavisi ile tedavi edilir. Tedavi, enfeksiyonun ciddiyetine ve bulunduğu bölgeye bağlı olarak değişir. Tedavi yöntemleri şunlar olabilir:
 

Topikal Antifungal Kremler ve Merhemler

Cilt ve saç mantarları için en yaygın tedavi yöntemi, doğrudan enfekte bölgeye uygulanan topikal antifungal kremler ve merhemlerdir. Bu ilaçlar, mantarın büyümesini engelleyerek enfeksiyonu tedavi eder. Yaygın kullanılan bazı antifungal maddeler şunlardır:

  • Clotrimazole

  • Miconazole

  • Terbinafine

Sistemik Antifungal İlaçlar

Daha ciddi mantar enfeksiyonlarında veya tırnak mantarı gibi vücudun daha derin bölgelerine inmiş enfeksiyonlarda sistemik antifungal ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, ağız yoluyla alınarak tüm vücutta etkili olur. Yaygın kullanılan sistemik antifungal ilaçlar şunlardır:

  • Fluconazole

  • Itraconazole

  • Terbinafine (tablet formu)
     

Saç Mantarında Şampuanlar

Saç mantarı tedavisinde, antifungal şampuanlar da yaygın olarak kullanılır. Bu şampuanlar, kafa derisinde mantarın yayılmasını engeller ve tedavi sürecini hızlandırır.
 

Cerrahi Müdahale

Tırnak mantarı tedavisinde bazen cerrahi müdahale gerekebilir. Eğer tırnak çok hasar görmüşse ve tedavi ile iyileşmiyorsa, enfekte tırnak dokusunun cerrahi olarak alınması gerekebilir.
 

Önleyici Tedbirler

Mantar enfeksiyonlarının tekrarlamasını engellemek için bazı önlemler alınmalıdır:

  • Temizlik ve hijyen: Mantar enfeksiyonları genellikle kirli yüzeylerden bulaşır, bu yüzden kişisel hijyene dikkat edilmelidir.

  • Pamuklu kıyafetler: Vücutta fazla terlemeyi engelleyen ve nemi emen pamuklu kıyafetler tercih edilmelidir.

  • Ayakkabı hijyeni: Ayak mantarından korunmak için, teri emen ve hava alan ayakkabılar giyilmelidir.

  • Kişisel eşyaların paylaşılmaması: Mantar enfeksiyonları, kişisel eşyaların paylaşılması ile yayılabilir.

Mantar enfeksiyonları tedavi edilebilir ve önlenebilir hastalıklardır. Ancak, tedavi süreci ve gerekli önlemler konusunda bir dermatologdan yardım almak önemlidir. Erken teşhis ve doğru tedavi ile mantar enfeksiyonları kısa sürede iyileştirilebilir.

Siğiller

Siğiller (Verrukalar) ve Tedavisi

Siğiller (verrukalar), HPV (Human Papilloma Virüs) adı verilen virüs nedeniyle ortaya çıkan, bulaşıcı cilt hastalıklarından biridir. Memeli hayvanlarda, kuşlarda, sürüngenlerde ve insanlarda görülen bu enfeksiyon tipi, halk arasında yaygın olarak söylenenin aksine kurbağalardan bulaşmaz. Genellikle insandan insana direkt temas yoluyla veya sıcak, nemli zeminlerden, kapı kollarından ya da ortak kullanım eşyaları aracılığıyla bulaşabilir.
 

Siğiller Nasıl Görülür?

Siğiller genellikle ciltten kabarık, deri renginde veya beyaz renkli, karnabahar benzeri sertlikler olarak ortaya çıkar. Bazen siğil içinde kanamalara bağlı küçük siyah noktalar görülebilir. Ayak tabanı gibi yüksek basınç altında kalan bölgelerde siğil dışa büyüyemediği için içeri doğru ilerler ve çoğu zaman nasırlarla karıştırılabilir.
 

Siğil Tipleri

Siğiller, farklı yerleşim bölgelerinde çeşitli görünümlere sahiptir. En yaygın siğil tipleri şunlardır:

  • Yaygın Siğiller (Verruka Vulgaris): Tüm siğillerin yaklaşık %70’ini oluşturur.
    Karnabahar benzeri, tek ya da çok sayıda olabilen, genellikle el ve parmaklarda görülen siğil tipidir.

  • Ayak Siğilleri (Plantar Verru): Ayak tabanında, basınç noktalarında görülür.
    İçeri doğru büyüyerek ağrıya neden olabilir.

  • Düz Siğiller (Verru Plana): Deri renginde veya açık renkli, yassı kabarıklıklardır.
    Yüz, el sırtı ve bacaklarda görülebilir.

  • İğsi Siğiller (Filiform Verru): İnce, ipliksi uzantılar şeklinde olup genellikle ağız, burun ve göz çevresinde
    yerleşir.

  • Genital Siğiller (Kondiloma Akuminata): Genital bölgede tek tek veya küme halinde görülür.
    HPV'nin cinsel yolla bulaşan tiplerinden kaynaklanır.
     

Siğiller Nasıl Tedavi Edilir?

Siğillerin tedavisi iki ana kategoride incelenir: evde uygulanabilen ilaç tedavileri ve klinikte uygulanan profesyonel tedaviler.

Evde Uygulanabilen Tedaviler

  • Salisilik Asit: Yüksek konsantrasyonda kullanılır ve siğillerin zamanla dökülmesini sağlar.

  • 5-FU ve İmikimod Krem: Siğilin büyüyüp yayılmasını engeller.

Klinik Ortamda Uygulanan Tedaviler

  • Kriyoterapi (Dondurma): Sıvı nitrojen ile siğilin ve etrafındaki dokunun dondurularak yok edilmesini sağlar.

  • Elektrokoterizasyon (Yakma): Elektrik enerjisi kullanılarak siğiller tahrip edilir.

  • Er-Yag Lazer: İnatçı siğillerde etkili bir buharlaştırma yöntemidir.

  • Bağışıklık Destek Tedavileri: Beta glukan içerikli vitamin kompleksleri tedaviye destek amacıyla kullanılabilir.
     

Tedavi Planlaması ve Sonrası

Tedavi mutlaka bir dermatoloji uzmanının kontrolünde planlanmalıdır. Uzmanınız, siğilin tipi ve yerleşim bölgesine göre en uygun tedavi yöntemini belirleyecektir. Kontrolsüz çözümler ya da yanlış uygulamalar, istenmeyen yan etkiler ve kalıcı hasarlara neden olabilir.
 

HPV ve Kanser İlişkisi

Bazı HPV türleri rahim ağzı, anal, penis ve ağız-boğaz kanserleri ile ilişkili olabilir. HPV aşısı, bu tür kanserlerin riskini azaltmak için koruyucu bir yöntemdir. Şu anda kullanılan Gardasil 9 aşısı, en yaygın genital siğil ve kanserle ilişkili HPV tiplerine karşı koruyuculuk sağlar.

Muayene randevusu almak ve sorularınızı danışmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_09_25 PM.png

Ürtiker (Kurdeşen)

Ürtiker Nedir?
Ürtiker, halk arasında "kurdeşen" olarak bilinen, ciltte kaşıntılı, kırmızı ve kabarık lezyonların oluştuğu bir cilt hastalığıdır. Genellikle alerjik reaksiyonlar sonucu ortaya çıkmakla birlikte, fiziksel etmenler, enfeksiyonlar veya stres gibi çeşitli faktörler de hastalığın tetikleyicisi olabilir. Lezyonlar genellikle birkaç saat içinde kaybolur ancak yeniden oluşabilir.


Neden Oluşur?
Ürtikerin gelişmesinde şu faktörler etkili olabilir:

  • Alerjik reaksiyonlar (gıda, ilaçlar, böcek ısırıkları)

  • Fiziksel tetikleyiciler (sıcaklık değişiklikleri, terleme, basınç)

  • Enfeksiyonlar ve virüsler

  • İlaç kullanımı ve kimyasallar

  • Stres ve duygusal faktörler


Tedavi Yöntemleri
Ürtiker tedavisinde çeşitli yöntemler uygulanabilir.
Tedavi, hastalığın şiddetine ve tetikleyici faktörlere göre kişiye özel olarak belirlenir:

  • Antihistaminikler: Kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtileri hafifletmek için yaygın olarak kullanılan
    ilaçlardır.

  • Omalizumab Tedavisi: Omalizumab, kronik urtiker tedavisinde etkili bir tedavi seçeneğidir.
    Özellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalar için önerilir. Omalizumab, bağışıklık
    sisteminin aşırı reaksiyonlarını engelleyerek semptomları kontrol altına alır.

  • Kortikosteroidler: Şiddetli vakalarda kısa süreli olarak kullanılabilir.

  • Cilt Bakımı: Cildi rahatlatmak ve yatıştırmak için nemlendiriciler ve yatıştırıcı losyonlar
    kullanılabilir.


Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Ürtiker oluşan bölgelere dokunmaktan ve kaşımaktan kaçının.

  • Dermatoloğunuzun önerdiği tedavi ve ilaçları düzenli kullanın.

  • Potansiyel alerjenlerden ve tetikleyici faktörlerden uzak durun.

  • Stres yönetimi ve sağlıklı bir yaşam tarzı, semptomları hafifletebilir.

Ürtiker tedavi edilebilir bir hastalıktır ve omalizumab tedavisi gibi etkili seçeneklerle uzun süreli rahatlama sağlanabilir. Daha fazla bilgi ve tedavi seçenekleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_11_56 PM.png

Saç Dökülmesi

Saç Dökülmesi Nedir?
Saç dökülmesi, genetik, hormonal, çevresel ve sağlıkla ilgili birçok faktörden kaynaklanabilen yaygın bir durumdur. Normalde günde 50-100 saç telinin dökülmesi normal kabul edilirken, bu miktarın fazla olması veya saçın geri çıkmaması, saç dökülmesinin bir belirtisi olabilir. Saç dökülmesi, saçın incelmesi, zayıflaması veya tamamen dökülmesi şeklinde kendini gösterebilir.
 

Neden Oluşur?
Saç dökülmesinin birkaç farklı nedeni olabilir:

  • Genetik Faktörler:
    Erkek tipi kellik ve kadınlarda genetik saç dökülmesi (androgenetik alopecia)
    en yaygın saç dökülmesi nedenidir.

  • Hormonal Değişiklikler:
    Hamilelik, doğum kontrolü kullanımı, menopoz gibi hormonal değişiklikler saç
    dökülmesini tetikleyebilir.

  • Stres ve Anksiyete:
    Fiziksel veya duygusal stres, saç dökülmesine yol açabilir (telogen effluvium).

  • Sağlık Sorunları ve İlaçlar:
    Tiroid hastalıkları, anemi, diyabet gibi sağlık sorunları ve bazı ilaçlar saç
    dökülmesini artırabilir.

  • Düzensiz Beslenme:
    Vitamin ve mineral eksiklikleri, özellikle demir, D vitamini ve biotin eksiklikleri
    saç dökülmesine neden olabilir.
     

Tedavi Yöntemleri
Saç dökülmesinin tedavisi, nedeni belirlemek ve buna göre uygun bir tedavi planı
oluşturmakla başlar. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Topikal Tedaviler: Minoksidil, saç dökülmesini durdurabilir ve yeni saçların
    çıkmasına yardımcı olabilir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda etkili olabilir.

  • Oral İlaçlar: Finasterid gibi ilaçlar, erkek tipi saç dökülmesini durdurabilir.

  • PRP (Platelet-Rich Plasma): Saç köklerini güçlendirmek ve yeni saç büyümesini
    eşvik etmek için hastanın kendi kanından elde edilen plazma ile yapılan tedavi.

  • Mezoterapi: Saç dökülmesi tedavisinde kullanılan mezoterapi, cilt altına
    vitaminler, mineraller ve saç büyümesini destekleyen maddelerin enjekte
    edilmesidir.
    Bu tedavi, saç köklerini besler ve kan dolaşımını artırarak saçın yeniden çıkmasına yardımcı olabilir.

  • Eksozom Tedavisi: Eksozomlar, hücreler arası iletişimi sağlayan ve doku iyileşmesini destekleyen biyolojik moleküllerdir. Saç dökülmesinde, eksozom tedavisi, saç köklerinin canlanmasını ve yeni saç büyümesini teşvik etmek için kullanılır.

  • Saç Ekimi: İleri düzeyde dökülme durumunda, saç köklerinin sağlıklı bölgeden alınıp dökülen bölgeye ekilmesi, kalıcı çözüm sunabilir.

  • Lazer Tedavisi: Saç köklerini uyararak yeni saç büyümesini teşvik etmek için düşük seviyeli lazer tedavisi kullanılabilir.
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Saç dökülmesi yaşayan kişiler, ilk olarak dermatologdan doğru teşhis almak için muayene olmalıdır.

  • Stres ve duygusal faktörlerden kaçınmak, sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimsemek saç sağlığını destekler.

  • Düzenli beslenme ve vitamin desteği, saç dökülmesinin önlenmesine yardımcı olabilir.

  • Saç bakım ürünlerini doğru seçmek ve aşırı kimyasal ürünlerden kaçınmak saç sağlığını korur.

Saç dökülmesi, doğru tedavi ve takip ile yönetilebilir ve birçok durumda saçlar yeniden çıkabilir. Erken müdahale ve doğru tedavi seçenekleri, saç dökülmesinin kontrol altına alınmasında önemli rol oynar. Daha fazla bilgi ve tedavi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_13_18 PM.png

Uçuk

Herpes Simpleks (Uçuk) Nedir?
Herpes simpleks, ciltte ve mukozada ağrılı kabarcıkların oluşmasına neden olan viral bir enfeksiyondur. İki tip herpes simpleks virüsü (HSV-1 ve HSV-2) bulunur. HSV-1 genellikle ağız çevresinde soğuk yaralar (aftlar) oluştururken, HSV-2 daha çok genital bölgede enfeksiyonlara yol açar. Virüs, doğrudan temas yoluyla yayılır ve enfekte olan kişiyle cilt teması, öpüşme veya cinsel ilişki yoluyla bulaşabilir.
 

Neden Oluşur?
Herpes simpleks enfeksiyonu, virüsün vücuda girmesiyle başlar. Virüs, vücutta uykuya geçebilir ve bağışıklık sistemi zayıfladığında tekrar aktive olabilir. Virüsün yayılmasına neden olabilecek faktörler şunlardır:

  • Bağışıklık sistemi zayıflığı (stres, hastalık, ilaç kullanımı)

  • Ağız veya genital bölgede açık yaralar

  • Cilt teması veya cinsel ilişki
     

Tedavi Yöntemleri
Herpes simpleks enfeksiyonunun kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomları hafifletmek
ve virüsün yayılmasını engellemek için tedavi edilebilir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Antiviral İlaçlar:
    Asiklovir, valasiklovir veya famsiklovir gibi antiviral ilaçlar, enfeksiyonun süresini kısaltabilir ve
    semptomları hafifletebilir.

  • Topikal Kremler:
    Soğuk yaralar üzerinde kullanılan topikal kremler, ağrıyı azaltabilir.

  • Ağrı Kesiciler:
    Herpes simpleks ile ilişkili ağrıların hafifletilmesi için ağrı kesici ilaçlar önerilebilir.
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Enfekte bölgelerle temastan kaçının ve herpesin bulaşmasını engellemek için hijyen kurallarına dikkat edin.

  • Cinsel ilişki sırasında koruyucu yöntemler (kondom kullanımı) ile virüsün yayılma olasılığını azaltın.

  • Herpes simpleks tedavisinde düzenli ilaç kullanımı, enfeksiyonun daha hızlı iyileşmesine yardımcı olabilir.

  • Virüsün tekrarlamaması için bağışıklık sistemini güçlendirecek sağlıklı yaşam alışkanlıkları benimseyin.

Herpes simpleks, genellikle tekrarlayan bir hastalıktır, ancak doğru tedavi ile semptomlar yönetilebilir. Erken tedavi ve hijyen kurallarına dikkat etmek, virüsün yayılmasını engellemeye yardımcı olabilir. Daha fazla bilgi ve tedavi seçenekleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_18_25 PM.png

Zona

Zona Zoster Nedir?
Zona zoster, aynı zamanda "gece yanığı" veya "zona" olarak da bilinen, su çiçeği virüsünün (varicella-zoster) yeniden aktifleşmesi sonucu ortaya çıkan bir cilt hastalığıdır. Genellikle vücudun tek bir tarafında, sinir yollarını takip eden ağrılı, kabarık döküntülerle kendini gösterir. Zona, genellikle yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görülür.
 

Neden Oluşur?
Zona zoster, daha önce su çiçeği geçirmiş kişilerin vücudunda uyuyan virüsün yeniden aktifleşmesiyle oluşur. Virüs, sinir hücrelerinde yıllarca uykuya geçtikten sonra bağışıklık sisteminin zayıflaması, stres veya başka bir sağlık problemi nedeniyle aktive olur. Bu durumda virüs, sinir yollarına yayılır ve cilt üzerinde ağrılı döküntülere neden olur.
 

Tedavi Yöntemleri
Zona zoster tedavisi, semptomların hafifletilmesi ve virüsün yayılmasını
engellemeye yönelik yapılır.
Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Antiviral İlaçlar:
    Virüsün çoğalmasını engelleyerek hastalığın süresini kısaltır ve şiddetini azaltır.
    (Örneğin, asiklovir,valasiklovir)

  • Ağrı Kesiciler:
    Zona nedeniyle oluşan ağrıları hafifletmek için ağrı kesiciler veya topikal
    kremler kullanılabilir.

  • Cilt Bakımı:
    Ciltteki döküntüler için yatıştırıcı losyonlar veya nemlendiriciler önerilebilir.

  • Aşı: Zona zoster aşısı, zona hastalığının önlenmesinde etkili olabilir ve özellikle
    50 yaş üstü kişiler için önerilir.
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Zona döküntülerine dokunmaktan kaçının, enfeksiyonun yayılmaması için
    hijyen kurallarına dikkat edin.

  • Antiviral ilaçları düzenli olarak kullanın ve tedavi sürecine sadık kalın.

  • Stres ve yorgunluktan kaçının, bağışıklık sisteminizi güçlendirecek bir yaşam tarzı benimseyin.

  • Herhangi bir komplikasyon durumunda, örneğin gözdeki döküntülerde, derhal bir dermatologla iletişime geçin.

Zona zoster tedavi edilebilir bir hastalıktır ve doğru tedavi ile iyileşme süreci hızlanabilir. Daha fazla bilgi ve tedavi seçenekleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_21_14 PM.png

Deri Tümörleri

Deri Tümörleri ve Deri Kanserleri Nedir?
Deri tümörleri, deri üzerinde anormal hücrelerin büyümesiyle oluşan lezyonlardır. Bazı deri tümörleri kanserli olabilir ve erken teşhis edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Deri kanserleri, melanom dışı deri kanserleri ( bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom)  ve melanomlar olarak ayrılabilir. Bu kanser türlerinin erken teşhisi, tedavi sürecini ve iyileşme oranını önemli ölçüde artırır.
 

Bazal Hücreli Karsinom (BHK)

Bazal hücreli karsinom, deri kanserlerinin en yaygın türüdür ve genellikle vücudun güneşe maruz kalan bölgelerinde, özellikle yüz, boyun ve ellerde görülür. Yavaş büyür ve nadiren vücudun diğer bölgelerine yayılır. BHK, deri altındaki bazal hücrelerden gelişir. Belirtileri arasında parlak, şeffaf veya etli görünümlü şişlikler ve bazen kanama yer alır.
 

Tedavi Yöntemleri:

  • Cerrahi Müdahale: Lezyonun cerrahi olarak çıkarılması.

  • Lazer Tedavisi: Yüzeyel BHK'ler için lazer tedavisi uygulanabilir.

  • Kriyoterapi: Buzla dondurularak tedavi.
     

Skuamöz Hücreli Karsinom (SHK)

Skuamöz hücreli karsinom, bazal hücreli karsinomdan sonra en yaygın deri kanseri
türüdür. Genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde, ancak vücudun diğer bölgelerinde
de gelişebilir. Bu kanser türü, cildin üst tabakasındaki skuamöz hücrelerden çıkar.
Kızarıklık, kabuklanma, kanama veya ağrı gibi belirtiler gösterir.
 

Tedavi Yöntemleri:

  • Cerrahi Müdahale: Şüpheli lezyonun çıkarılması.

  • Radyoterapi: Kanser hücrelerinin yok edilmesi amacıyla radyasyon kullanımı.

  • Kemoterapi: İleri evre vakalarda kullanılabilir.
     

Melanom

Melanom, deri kanserlerinin en tehlikeli türüdür. Pigment hücrelerinden (melanosit)
gelişir ve hızla yayılarak organlara ulaşabilir. Melanom genellikle deri üzerindeki mevcut

benlerde renk değişikliği, büyüme veya düzensizlikler ile başlar. Erken teşhis edilmediği
takdirde, diğer organlara metastaz yapabilir.
 

Tedavi Yöntemleri:

  • Cerrahi Müdahale: Melanomlu bölgenin cerrahi olarak çıkarılması.

  • İleri Evre Melanom Tedavileri: Hedeflenmiş tedaviler, immünoterapiler ve
    kemoterapi.

  • Radyoterapi ve Kemoterapi: Kanserin yayılmasını durdurmak için kullanılabilir.
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Deri üzerinde herhangi bir değişiklik, yeni ben, kanama veya yaraların iyileşmemesi durumunda dermatologunuza başvurun.

  • Güneşe maruz kalmayı sınırlayın ve güneş koruyucu kullanarak cilt sağlığınızı koruyun.

  • Düzenli cilt muayenesi, deri kanserlerinin erken teşhis edilmesini sağlar.

Deri kanserleri tedavi edilebilir ve erken teşhis, iyileşme şansını artırır. Cilt sağlığınız için düzenli kontroller yaparak riskleri en aza indirebilirsiniz. Daha fazla bilgi ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ChatGPT Image Apr 26, 2025, 04_23_12 PM.png

Keloid Skar

Keloid Skar Nedir?
Keloid, derinin yaralanma veya cerrahi müdahale sonrası iyileşme sürecinde aşırı bağ dokusu üretimi nedeniyle oluşan kabarık, sert ve koyu renkli izlerdir. Keloid izler, yara iyileştikten sonra cildin dışına doğru büyüyebilir ve çevre dokularda yayılabilir. Genellikle vücutta herhangi bir yaralanma meydana gelen bölgelerde, özellikle omuz, göğüs, kulaklar ve sırt gibi bölgelerde görülür.

Neden Oluşur?
Keloid izlerinin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, cildin aşırı iyileşme tepkisi ve inflamasyonun etkisiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Keloid gelişmesine neden olabilecek faktörler şunlardır:
•    Genetik yatkınlık: Aile bireylerinde keloid oluşumu öyküsü olan kişilerde daha yüksek risk bulunur.
•    Yaralanmalar: Ameliyatlar, kesikler, yanıklar, akne izleri ve aşırı güneşe maruz kalma keloid izlerinin oluşumunu tetikleyebilir.
•    Ciltte aşırı yara iyileşmesi: Cildin aşırı iyileşmesi sonucu fazladan kolajen üretimi keloidlere yol açar.

Tedavi Yöntemleri
Keloid izlerinin tedavisi, izlerin boyutuna, yerleşim yerine ve kişinin cilt yapısına bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:
•    Kortikosteroid Enjeksiyonları: Keloidlerin küçülmesi ve yumuşaması için en sık kullanılan tedavi yöntemidir.
•    Keloid Çıkartma (Cerrahi Müdahale): Cerrahi olarak keloid dokusunun çıkarılması, ancak iyileşme sürecinde tekrar oluşmasını önlemek için dikkatli bir planlama gerektirir.
•    Lazer Tedavisi: Keloidlerin görünümünü iyileştirmek için kullanılan lazer tedavisi, izlerin rengini açabilir ve ciltteki yapısal bozuklukları düzeltebilir.
•    Basınç Terapisi ve Silikon Jel: Keloidlerin üzerine uygulanan basınç ve silikon jel bantları, izlerin daha düz ve hafif olmasına yardımcı olabilir.
•    Kriyoterapi (Soğuk Tedavi): Keloid dokusunun donarak yok edilmesini sağlar.

Keloid skar, tedavi edilebilir ancak bazen tedavi süreci zaman alabilir. Herhangi bir yara izinizin keloid haline gelmesini önlemek veya mevcut keloid izlerinizin tedavisini başlatmak için dermatoloğunuzla görüşmeniz faydalı olacaktır. Daha fazla bilgi ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Alopesi Areata

Alopesi Areata Nedir?
Alopesi areata, saçın ani ve belirgin şekilde dökülmesine neden olan bir otoimmün hastalıktır. Bağışıklık sistemi, vücudun kendi saç foliküllerine saldırarak saç dökülmesine yol açar. Genellikle yuvarlak veya oval şekillerde, saçsız bölgeler oluşur. Alopesi areata, vücudun herhangi bir bölgesinde görülebilir ve hem erkeklerde hem de kadınlarda ortaya çıkabilir.
 

Neden Oluşur?
Alopesi areata'nın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, otoimmün reaksiyonların rol oynadığı düşünülmektedir. Yani bağışıklık sistemi, yanlışlıkla sağlıklı saç foliküllerine saldırır. Aşağıdaki faktörler hastalığı tetikleyebilir:

  • Genetik yatkınlık

  • Stres ve duygusal faktörler

  • Hormonal değişiklikler

  • Diğer otoimmün hastalıklar
     

Tedavi Yöntemleri
Alopesi areata tedavisi, hastalığın şiddetine ve saç dökülmesinin yaygınlığına göre kişiye özel olarak planlanır. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:

  • Topikal Tedaviler: Kortikosteroid kremler veya merhemler, bağışıklık sisteminin aşırı yanıtını engellemeye yardımcı olabilir.

  • İmmünoterapi: Saç dökülmesinin olduğu bölgelere özel kimyasal maddeler uygulanarak bağışıklık sisteminin tepkisi değiştirilmeye çalışılır.

  • Deri İçi Enjeksiyonlar: Kortikosteroid enjeksiyonları, saç dökülmesi bölgesine uygulanabilir ve saç büyümesini teşvik edebilir.

  • Işık Tedavisi (Fototerapi): UV ışığı ile tedavi, bazı hastalarda saç büyümesini uyandırabilir.
     

Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Alopesi areata tedavisinde sabırlı olunması önemlidir, çünkü saçların tekrar çıkması zaman alabilir.

  • Stresi yönetmek, hastalığın semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.

  • Dermatolog tarafından önerilen tedavi yöntemlerine sadık kalınarak, tedavi süreci hızlandırılabilir.

  • Cilt ve saç sağlığınızı düzenli olarak kontrol ettirmeniz önemlidir.

Alopesi areata tedavi edilebilir ve çoğu hastada saçlar tekrar çıkabilir. Erken müdahale ile tedavi süreci daha başarılı olabilir. Daha fazla bilgi ve tedavi seçenekleri için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

© 2025 by DA.

bottom of page